Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesi, Türkiye’de uzun yıllar süren tartışmaların ardından 2023 yılında yasalaşarak yürürlüğe girmiştir. Bu gelişmeyle birlikte milyonlarca kişi emeklilik hakkına kavuşmuş ve devlet bütçesi üzerinde önemli etkiler yaratmıştır. 2025 yılı itibarıyla EYT kapsamında emekli olanların sayısı, aylık maaş yükü ve diğer sosyal güvenlik giderleriyle birlikte kamusal maliyetler daha net görünür hale gelmiştir. Bu yazıda, EYT’lilerin 2025 yılında devlete olan maliyetini detaylı şekilde ele alıyor, kamu bütçesi üzerindeki etkilerini inceliyoruz.
EYT’lilerin Devlete Olan Toplam Maliyeti Ne Kadar?
2025 yılı itibarıyla EYT kapsamında emekli olan kişi sayısı 2,7 milyonu aşmış durumdadır. Bu kapsamda devletin üstlendiği emekli maaş ödemeleri, sağlık harcamaları ve ikramiye gibi yan ödemeler yıllık bütçede büyük bir kalem oluşturmuştur. Yıl bazında EYT düzenlemesi nedeniyle oluşan doğrudan maliyet 370 milyar TL seviyelerine ulaşmıştır ve bu rakamın yaklaşık %90’ı emekli maaş ödemelerine ayrılmaktadır.
EYT Maaş Ödemeleri Bütçeye Nasıl Yansıyor?
EYT’lilerin emekli maaş ödemeleri, devletin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) üzerinden yürüttüğü en büyük gider kalemlerinden biri haline gelmiştir. Ortalama 11.000 TL civarında olan aylık emekli maaşı üzerinden hesaplandığında, 2025 yılında EYT’li emeklilere toplamda yaklaşık 320 milyar TL maaş ödemesi yapılmaktadır. Bu ödemeler, devletin SGK’ya ayırdığı bütçeyi artırmasına ve diğer sosyal harcamalarda daralmaya gitmesine neden olmaktadır.
EYT’liler İçin Sağlık Harcamaları Ne Düzeyde?
EYT ile emekli olan bireylerin yaş ortalamasının genellikle 45–55 arasında olması, bu kişilerin sağlık hizmetlerinden daha yoğun faydalanmasına neden olmaktadır. 2025 yılı içinde EYT’lilerin sağlık giderlerinin devlete maliyeti yaklaşık 32 milyar TL olarak hesaplanmıştır. Bu harcamalar, hastane hizmetleri, ilaç katılım payları, tedavi destekleri ve özel hastanelerde SGK katkıları gibi kalemleri kapsamaktadır.

Sağlık Giderlerinin Kapsamı
EYT’lilerin sağlık maliyetleri, genel sağlık sigortası kapsamında devlet tarafından karşılanmaktadır ve özellikle kronik hastalıkların tedavisi, ileri yaşa bağlı sağlık destekleri gibi kalemler öne çıkmaktadır.
EYT Düzenlemesinin Sosyal Güvenlik Dengesine Etkisi Nedir?
EYT yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte sosyal güvenlik sistemi üzerindeki baskı artmış, prim gelirleri ile emekli maaşı ödemeleri arasındaki dengesizlik derinleşmiştir. 2025 itibarıyla SGK bütçesindeki açık 940 milyar TL’ye yaklaşmış ve bu açığın %38’lik kısmı doğrudan EYT düzenlemesine bağlanmıştır. Bu durum, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından yeni kaynaklar ve yapısal reformları zorunlu kılmıştır.
EYT’lilerin Devlete Olan 2025 Yılı Gider Kalemleri
Aşağıdaki tabloda EYT’lilerin 2025 yılı itibarıyla devlete olan ortalama maliyet kalemleri detaylandırılmıştır.
EYT’lilerin 2025 Yılı Gider Kalemleri Nelerdir?
Gider Kalemi | Ortalama Yıllık Tutar (TL) |
---|---|
Emekli Maaşı Ödemeleri | 320 Milyar TL |
Sağlık Giderleri | 32 Milyar TL |
Bayram İkramiyesi (2 kez) | 10,8 Milyar TL |
İlaç ve Medikal Destekler | 4,2 Milyar TL |
Toplam | 367 Milyar TL |
Bu tabloya göre devletin yalnızca EYT’lilere yönelik giderleri yılda 360 milyar TL’yi geçmektedir ve bu durum kamu maliyesi üzerinde ciddi baskı yaratmaktadır.
Devlet Bu Maliyeti Nasıl Karşılıyor?
Devlet, EYT düzenlemesiyle birlikte artan yükü karşılamak için hem borçlanma araçlarını hem de vergi gelirlerini artırma politikalarını kullanmaktadır. Özellikle kurumlar vergisi ve dolaylı vergiler yoluyla bütçede gelir artırıcı önlemler alınmış, bazı yatırım kalemlerinde ise tasarrufa gidilmiştir. Aynı zamanda sosyal güvenlik prim teşvikleri daraltılarak SGK’ya daha fazla gelir sağlanması hedeflenmiştir.
EYT Uygulamasının Ekonomik Yansımaları Nelerdir?
EYT düzenlemesi kısa vadede bireylerin gelir düzeyini artırarak tüketimi desteklemiş olsa da uzun vadede sosyal güvenlik açığını artırarak ekonomik istikrarsızlığa yol açma riski taşımaktadır. Devlet bütçesi üzerindeki baskının artmasıyla birlikte faiz dışı fazlanın azaltılması ve bazı sosyal harcamaların kısıtlanması gibi sonuçlar doğurmuştur.
Tüketim ve Piyasa Etkisi
EYT sonrası emekli olan bireylerin harcama yapma eğiliminde artış gözlenmiş, bu da kısa vadede perakende, gıda ve sağlık sektörlerinde ekonomik hareketliliği tetiklemiştir.

Sıkça Sorulan Sorular
Aşağıda konuyla ilgili sıkça sorulan sorular ve yanıtları yer almaktadır:
EYT kapsamında kaç kişi 2025’te emekli olmuştur?
2025 yılı itibarıyla EYT kapsamında emekli olan kişi sayısı 2,7 milyonu aşmıştır ve bu rakamın yıl sonuna kadar 3 milyona ulaşması beklenmektedir.
EYT’lilerin devlete toplam maliyeti ne kadar olmuştur?
Emekli maaşları, sağlık hizmetleri ve diğer sosyal yardımlar dikkate alındığında, EYT’lilerin 2025 yılı için devlete toplam maliyeti yaklaşık 370 milyar TL seviyelerindedir.
Emekli maaşları ortalama ne kadar tutmaktadır?
2025 yılı itibarıyla EYT’lilere ödenen ortalama emekli maaşı 11.000 TL civarındadır. Bu tutar, kişinin hizmet süresi ve prim gün sayısına göre değişiklik gösterebilmektedir.
EYT’liler sağlık hizmetlerinden ücretsiz mi yararlanmaktadır?
Evet, EYT kapsamında emekli olan bireyler genel sağlık sigortası kapsamında ücretsiz sağlık hizmetlerinden faydalanabilmektedir, ancak bazı ilaç ve tedavi katkı payları sınırlı şekilde uygulanmaktadır.
EYT düzenlemesi sosyal güvenlik sistemini nasıl etkilemiştir?
Bu düzenleme sosyal güvenlik sisteminde açıkların büyümesine neden olmuş, özellikle maaş ödemeleriyle prim gelirleri arasındaki denge bozulmuştur. 2025’te SGK açığının %38’i EYT’ye bağlanmıştır.
Devlet EYT için gerekli kaynağı nasıl sağlamaktadır?
Devlet, vergi gelirlerini artırmak, bazı harcama kalemlerini kısma ve iç borçlanmaya yönelme gibi yollarla EYT kaynak ihtiyacını karşılamaktadır.
EYT sonrası çalışan sayısında düşüş oldu mu?
Evet, EYT ile birlikte aktif çalışma hayatından çıkan kişi sayısında artış olmuş ve bu durum prim ödeyenlerin sayısında düşüşe neden olmuştur, bu da sosyal güvenlik sistemine ek yük getirmiştir.
EYT’lilerin tüketim eğilimi arttı mı?
EYT sonrasında gelir sahibi olan bireylerin tüketim eğilimlerinde artış görülmüş, özellikle konut, otomotiv ve sağlık gibi sektörlerde harcamalar yükselmiştir.